23 Aralık 2012 Pazar

Ateşin peşine düştüğü aile






Ateşin peşine düştüğü aile

Siirt'te evlerinde 4 ayda 300 defa yangın çıkan Toprak ailesi, 4 kez ev değiştirdi ancak yangınlar sona ermedi. Ailenin kullandığı eşyalar, bilinmeyen bir nedenle yanıyor.


Siirt'te 4 kez ev değiştirmelerine rağmen Toprak ailesinin kullandığı eşyalar, bilinmeyen bir nedenle yanıyor. Ailenin evlerinde 4 ayda 300 defa yangın çıktı. Vali, 'Gerçekten fizik ötesi bir olay' derken, müftü cinleri işaret etti.

Vali Aydın, 'Gerçekten fizik ötesi bir olay, anlam veremedik. İzah edemediğimiz bir nokta var' derken, Müftü Arvas yaşananlarda cinlerin parmağı olabileceğini belirtiyor.
Siirt'te yaşayan Toprak ailesinin oturduğu evdeki eşyaların 4 ayda yaklaşık 300 defa yandığı iddia edildi. Yaşananlar nedeniyle aile 4 kez ev değiştirmek zorunda kaldı. Kameralar önünde alev alan halı ve evin bir kısmı korkuya neden oldu.

Siirt'in Evren Mahallesi'nde ikamet eden Toprak ailesinin yaşadığı ve görenleri adeta dehşete düşüren olay nedeniyle başta valilik olmak üzere, Siirt Üniversitesi ve İl Müftülüğü de harekete geçti.



'ARTIK KİMSE BİZE EV VERMEK İSTEMİYOR'

Evin sahibi Zeki Toprak, ramazan ayının son 10 gününde evlerindeki eşyaların yanmaya başladığını belirtti. O günden sonra kullandıkları eşyaların sürekli yandığını anlatan Toprak, şunları söyledi:
"Bu olay nedeniyle evimi Cizre'ye götürdüm. Eşyalarımız orada da yandı. Irak 'tan hoca getirdim ancak bir yararı olmadı. Tekrar Siirt'e geri geldik. Burada başka bir eve taşındık. Orada da eşyalarımız yandı. Başka bir eve taşındık, orada da yandı. Bu güne kadar 4 ev değiştirdik. Artık kimse bize ev vermek istemiyor. Şimdi babamın evine sığındık. Buzdolabının içi yanıyor, eşyalarımız yanıyor. Bu güne kadar evimizde 300'den fazla yangın çıktı. Bunlardan dördünü itfaiyenin yardımıyla söndürdük. Bizim olduğumuz vakitte eşyalar yanmıyor. Ancak çıktığımız an eşyalar yanmaya başlıyor. Psikolojimiz bozuldu. Her gün dua ediyoruz."


SINIFTA EŞYALARI YANDI

Öte yandan ailenin 5. sınıfta okuyan kızları Melek'in kullandığı eşyaların da sınıfta yandığı ileri sürüldü. Melek'in şimdiye kadar montu, kitapları ve oturduğu sıranın örtüsü henüz belirlenemeyen bir nedenle tutuştu.

Yaşananlar karşısında çok korktuğunu belirten Melek, "Ben akşam montumu eve götürdüm. Sabah annem 'Montun nerede?' diye sordu. Aradım bulamadım. Okula geldim, arkadaşlarım bana 'montun burada yanmış' dedi. Okulda kitaplarımı masanın altına koyuyorum bir süre sonra yanarken buluyorum" dedi.
Sınıf öğretmeni Erhan Yıldız da, sınıftaki olaylar nedeniyle öğrencilerin psikolojisinin bozulduğunu anlattı. Yaşananlara anlam veremediklerini kaydeden Yıldız, şöyle dedi:
"Bu olay ilk meydana geldiğinde çocuklar sınıfta yangın çıktığını söylediler. Sınıfta çocuklardan biri yaramazlık yapmıştır diye düşündüm. Olay ile ilgili sınıfta genel bir arama yaptık. Fakat sınıfta çocuklar üzerinde herhangi bir yakıcı madde bulunmadı. Daha önce evlerinde benzer şeyler olduğu söylenmişti ama hurafe gibi gelmişti, inanmamıştık. Melek'in velisini çağırdık, görüştük. Velisi evlerinde günde bu olayın 3-4 defa tekrarlandığını söyledi. Okulda da 4-5 defadır yangın çıkıyor."


"İZAH EDEMEDİĞİMİZ BİR NOKTA VAR"

Vali Ahmet Aydın, ailenin durumunu öğrendikten sonra kendilerini hocalarla birlikte ziyaret ettiğini söyledi. Ailenin derdine deva olmaya çalıştıklarını ifade eden Vali Aydın, şöyle konuştu:
"Aileyi ben de ziyaret ettim. İlk önce inanamadım aniden ateş yanıyor, yan tarafta öbür tarafta yangın oluyor. Evine gittiğimde baktığımda bir sürü battaniye ve yatakların yandığını gördüm. Gerçekten fizik ötesi bir olay, anlam veremedik. İzah edemediğimiz bir nokta var. Evde tüp ve ateş yakamadıkları için aileye günde 3 öğün sıcak yemek vermeye başladık. Bu yangın devamlı oluyor. Çocuk okula gidiyor, okul yanıyor. Sınıftaki sırası askıya astığı montu yanıyor. Bu noktada biz de uğraşıyoruz, inşallah dertlerine deva buluruz."

Siirt Üniversitesi (SÜ) Rektörü Prof. Dr. Murat Erman da olayın çok yönlü araştırılması gerektiğini belirterek, "Bir vatandaşımızın evinde 300'ün üzerinde yangın veya yanma hadisesi meydana geldiğinden haberdarız. Bu olayın çok yönlü olarak araştırılması gerekmektedir. Arkadaşlarımız bu konu ile ilgili çeşitli bilim dallarından akademisyenleri görevlendirmek suretiyle konunun bilimsel yönünü araştırmak üzere harekete geçmiş bulunmaktadırlar" dedi.


MÜFTÜ: CİNLER OLABİLİR

Müftü Faruk Arvas ise kendilerine de intikal eden olayın mahiyetini tam olarak bilmediklerini kaydederek, şöyle dedi:

"Ben aileye şunu ifade ettim. İnancımıza göre, cin diye bir varlığın olduğundan haberdarız. Zariyat Suresi 56'ıncı ayeti kerimede 'Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk yapsınlar diye yarattım' denilmektedir. Ayrıca Cin Suresi'nde başlı başına Allah'u teala hazretleri cinlerin varlığından bahsetmektedir. Yine Felak Suresi'nde, 'Yarattığının şerrinden sana sığınırım' yani demek ki bu cin dediğimiz varlıkların bir kısmının iyi varlıklar olduğunu aynı zamanda onların kötülerinin de olabileceğini öğrenmekteyiz. Etrafına fayda sağlayan olduğu gibi zarar verenin de olduğunu görmekteyiz. Bu hadiseyi gerçekleştirenler onlar mı değil mi bilemeyiz ancak bunun onlar tarafından yapılmış olabileceğini aileye aktardım."

Öte yandan aile fertlerinin cep telefonuyla evden görüntü aldığı sırada halı ve evin bir kısmının kendiliğinden alev aldığı görülüyor.



http://www.haberkita.com/yasam/atesin-pesine-dustugu-aile-h26254.html



12 Ocak 2012 Perşembe

8 Ocak 2012 Pazar

Kabeye inen melek görüntüsü

ŞANLIURFA'DA "CİNLİ EV" SÖYLENTİSİ






ŞANLIURFA'DA CİNLİ EV SÖYLENTİSİ


Şanlıurfa'da dört kişilik Taş ailesinin yaşadığı evde 30'ya yakın yangın çıkınca söylentiler aldı başını yürüdü.


Şıh Maksut Mahallesi’nde yaşayan Taş ailesinin evinde ilk olarak bundan üç ay önce belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı. Bu dönemden sonra peş peşe çıkan yangınlar mahallede ‘Cinler ev yakıyor’ söylentisinin dolaşmasına nedan oldu. Bunun üzerine mahalleliler çocuklarının yaşları 6 ile 14 arasında değişen Taş ailesinin fertlerini evlerine kabul etmemeye başladı.

35 yaşındaki anne Belkıs Taş, “Durduk yere odada soba, elektronik bir malzeme olmamasına rağmen yatak ve elbiselerimiz tutuşarak yanıyor” dedi.

42 yaşındaki tarım işçisi baba Faruk Taş ise “Cinlerin evi yaktığı söylentileri üzerine, hocalara gidip muskalar yaptırdık fakat çözüm olmadı. Şanlıurfa Valiliğine başvurdumdeli olduğumu düşünerek bana psikiyatriste gitmemi önerdiler” diye konuştu.


01/12/2010


http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=1030933&Date=01.12.2010&CategoryID=77

MEZARLIKTA KORKUTAN YEŞİL IŞIK

Yeni Bebek Çöp Gibi Poşete Sonra Göle Atıldı

Bebeğin vücudun beliren Kuran ayetleri hayrete düşürdü-(VİDEO)







Bebeğin vücudun beliren Kuran ayetleri hayrete düşürdü
-(VİDEO)











Siyamend KAÇMAZ DHA




Rusya’da bir bebeğin vücudunda Kuran'dan ayetler belirmeye başladı. Rusya'nın Dağıstan Bölgesi Krasno-Oktyabırskoye köyünde doğan Ali isimli bebeğin annesinin bildirdiğine göre, çocuğun vücudundaki ayetlerle ilgili yazılar çocuğun doğuşundan hemen sonra ortaya çıkmaya başladı. Ria Novosti ajansının haberine göre başlangıçta bebeğin vücudunda beliren ufak morluğun geçmesiyle beraber Arapça "Allah" yazısı ortaya çıktı. Başlangıçta çocuktaki bu yazıyı doğuştan ortaya çıkan bir leke şeklinde algılayan aile, daha sonra bu yazıların farklı şekillerde ortaya çıkması ve değişikliğe uğramasıyla beraber bunun sıradan bir şey olmadığını anladılar. Aile başlangıçta bunu kimseye anlatmak ve göstermek istemedi. Ancak, çocuğun vücudunda "Yazılarımı insanlara gösterin" cümlesi belirdikten sonra bunu insanlara göstermeye başladılar. Çocuğun bulunduğu köydeki hemşire Saida Rasulova, böyle bir şeyle ilk defa karşılaştığını ve bunu tıbben açıklamanın mümkün olmadığını belirtti. Bu olayın herkes tarafından duyulmasının ardından çocuğu görmek için insanların akın ettiği ve çocuğun ailesinin evinin adeta kutsal bir yer haline geldiği bildiriliyor. Öte yandan, Kuran ayetlerinin çocuğun vücudunda belirme ve belirgin hale gelme anında çocuğun ateşinin çıktığı dile getiriliyor.




http://haber.milliyet.com.tr/msnDefault.asp?url=http%3a%2f%2fwww.milliyet.com.tr%2fYasam%2fSonDakika.aspx%3faType%3dmsnSonDakika%26KategoriID%3d17%26ArticleID%3d1151047%26Date%3d16.10.2009%26reftype%3d2








5 Ocak 2012 Perşembe

Karadedeler Olayı Tek Parça


SİVAS-DİVRİĞİ ULU CAMİİNDE ESRARENGİZ GÖLGE


ALLAH DİYEN BOĞA-VİDEO

KABİR AZABI


RESMİ BÜYÜTMEK İÇİN RESMİN ÜZERİNİ TIKLAYIN.....

Tüm eşyalar kül oldu bir tek Kur'an-ı Kerim'e zarar gelmedi.




İşte Kur'an-ı Kerim'in Müthiş Mucizesi



Tüm eşyalar kül oldu bir tek Kur'an-ı Kerim'e zarar gelmedi.


Manisa'nın merkezinde Arda Mahallesi'nde bir apartmanın 3. katında gelini Sultan Döner(40) ve torunu Ömer Faruk (3) ile yaşayan 73 yaşındaki Menekşe Döner'in evinde yangın çıktı. Oturma odasında çıkan yangını fark eden ev sakinleri, telaşla evi terk etti.

Yangın fark eden komşuları vakit kaybetmeden itfaiye ekiplerine ihbarda bulundu.

Menekşe Döner'in evden çıkarken kapıyı kilitlemesi olay yerine gelen itfaiye ekiplerinin yanan odaya kısa zamanda müdahale etmesini engelledi. Kapıyı kırıp içeri girerek yanan odaya müdahale eden itfaiye erleri Salih Akgün ve itfaiye şefi Hüdaverdi Yaman, oturma odasındaki tüm eşyaların kül olmasına rağmen alevlerin kütüphanedeki Kur'an-ı Kerim'e zarar vermemesi karşısında şaşkınlıklarını gizleyemedi.

Yanan evde incelemede bulunan Manisa İtfaiye Müdürü Ali Gül, tamamen yanan oturma odasında Kur'an-ı Kerim'in yanmadan kurtulmasının bir mucize olduğunu söyledi. Gül, "Geçtiğimiz yıl Karaköy semtinde de bir evde yangın çıkmıştı. Ev tamamen kül olmasına rağmen evin içindeki Kur'an-ı Kerim'e hiçbir şey olmamıştı.

Ayrıca geçtiğimiz Nisan ayı içerisinde Muradiye'de bir evde meydana gelen yangında gelinlik kızın çeyizindeki Kur'an-ı Kerim de yangından hiçbir zarar görmeden çıkarıldı. Bu, Manisa'da yaşanan üçüncü mucizedir. Biz bunu mucize olarak değerlendiriyoruz. Yangından zarar görmeden kurtulan Kur'an-ı Kerim'in koruma altına alınması için Manisa Müzesi'ne teslim edeceğiz" diye konuştu.

İtfaiye Müdürü Ali Gül, yangının elektrik kontağından kaynaklandığını dile getirirken, ev sahibi 73 yaşındaki Menekşe Döner de, yanan odasından sadece Kuran-ı Kerim'in kurtulmasının kendisini mutlu ettiğini söyledi.


http://www.haberalemi.net/111425_Iste-Kur-an-i-Kerim-in-Muthis Mucizesi-!.htm

4 Ocak 2012 Çarşamba

KIZILDENİZ'DE BOĞULAN FİRAVUN CESEDİ




SECDEYE VARAN FİRAVUN










FİRAVUNUN 3000 YILLIK BOZULMAMIŞ CESEDİ.


İngiltere'nin ünlü müzesi British Museum'daki 3000 yıllık Firavun cesedi tam bir ibretlik hadise.

Secde pozisyonunda duran ve bozulmayan cesetin Hz. Musa'nın inananlarla kaçtıkları ve Kızıldeniz'i yardığı olaydaki firavuna ait. Olay ise Şu şekilde;

Hz Musa inananlarla beraber o dönemde kendini tanrı ilan eden ve inanlara saldıran Mısır Firavunundan kaçıp Kızıldeniz'e ulaştıklarında, Hz. Musa Allah'ın ona emretmesiyle asasını denize vurmuş ve denizde bir yol açılmış.

Bunun üzerine Allah Kuran-ı Kerim'deki ifadesi ile ile; 'Bizde bugün, seni cansız bedeninle denizden çıkaracağız ki, arkandan geleceklere bir ibret olasın' şeklinde buyurarak onu affetmesede cesedini 3000 yıl bozulmadan gelecek nesillere ibret olarak bırakmış. Ve hâlâ öyle duruyor.


Yunus Suresi 90. 91. ve 92. Ayetler:

"İsrailoğullarını denizden geçirdik. Firavun da, askerleriyle birlikte zulmetmek ve saldırmak üzere, derhal onları takibe koyuldu. Nihayet boğulmak üzere iken, “İsrailoğulları’nın iman ettiğinden başka hiçbir ilâh olmadığına inandım. Ben de müslümanlardanım.” dedi.

Şimdi mi?! Oysa daha önce isyan etmiş ve bozgunculardan olmuştun.

Biz de bugün bedenini, arkandan geleceklere ibret olman için, kurtaracağız. Çünkü insanlardan birçoğu âyetlerimizden gerçekten habersizdir."

1144 yılında vefat eden Zemahşerî, Yûnus Sûresinin sözkonusu âyetinin tefsirini, kendisinden 8 asır sonra bulunacak olan cesedi âdeta görür gibi yapiyordu: 

"Seni, deniz kenarında bir köşeye atacağız. Cesedini tam, noksansız ve bozulmamış halde, çıplak ve elbisesiz olarak, senden asırlar sonra geleceklere bir ibret olmak üzere koruyacağız." 
(Kessaf Tefsiri, Cilt 2, S. 251/252)

Bu olay Kuran-ı Kerimde şöyle anlatılmaktadır:

"Bunun üzerine 'asanı denize vur' diye vahyettik. Vurunca parçalandı, herbiri kocaman bir dağ oldu." 
(Şuara, 63)

"İsrailoğullarını denizden (salimen karşı tarafa) geçirdik" 
(Yunus, 90)

"Denizi de (karşı yakaya geçtikten sonra, sana açılan yolu da kapamayıp) açık bırak; çünkü onlar (açık görecekleri bu yola girip) bir ordu halinde boğulmuş olacaklardır." 
(Duhan, 24)

"Firavun ordusuyla onları takip etti. Deniz de onları içine alıverdi. Hem de ne alış." 
(Taha, 78)

"Firavun ve askerleri İsrailoğullarını takip ederken, denizin ayrılmış olan sularını dehşetle görmüşler fakat kin ve düşmanlıklarından dolayı bir anlık tereddütten sonra onlar da deniz içinde açılan yola girerek takibe devam etmişlerdi. Ancak denizin ayrılmış olan suları tekrar birleşmeye başlamış ve sonunda firavunla birlikte bütün ordusu, tek bir kişi dahi kurtulamadan sulara gömülmüştür." 
(Şuara, 65-66)

Hz. Musa'ya inanmayan ve O'nu takip ederken ordusuyla birlikte denizde boğularak helak edilen zalim firavundur. Cesedin yaşı ve bulunduğu yer de bunu doğruluyor. 10-15 sene önce görenler bu cesedin secde pozisyonunda olduğunu söylüyorlar. Daha sonra yan yatırılmış. Yanına sıradan biri olduğunu vurgulamak için çanak çömlek koymuşlar.


CİNLİ BİR GENÇ KIZ (Cin çıkarma seansı)

Sadece şehit mezarı sağlam kaldı-VİDEO



Sadece şehit mezarı sağlam kaldı



Balıkesir'in Gönen İlçesi'ne bağlı Dereköy'de sel köy mezarlığını yok etti. Mezar taşlarının kilometrelerce sürüklendiği mezarlıkta tek bir mezarın sağlam kaldığı görüldü.



Başındaki bayrağın bile durduğu mezarın bir şehide ait olduğu öğrenildi.


Geçtiğimiz Çarşamba günü şiddetli yağmur sonrası oluşan sel, dere kenarındaki köyde bir kişinin ölümüne, köy mezarlığının ise yok olmasına sebep oldu. Selin yıktığı köy mezarlığında sadece bir mezarlık ayakta kaldı. 1995 yılında Hakkari'nin Çukurca ilçesinde şehit olan 1974 doğumlu Jandarma Çavuş Ercan Coşkun'a ait olan mezarlığın başındaki Türk bayrağı bile selden etkilenmedi.


Eşini geçtiğimiz yıl kaybettikten sonra tek başına yaşamaya başlayan 55 yaşındaki Şehit babası Ethem Ruhi Coşkun, oğlunun mezarı dışındaki tüm mezarların selde yıkıldığını söyledi. Coşkun, "Sel, kocaman blokları, ağaçları söküp götürüyor. Şehit mezarı ve bayrak diğeri burada, bayrağı buradaydı. Aldım bayrağı yıkadım yerine koydum. Birde mezarın mermerini sildim." dedi.


Şehidin annesinin mezar taşını dere kenarında bulduklarını hatırlatan köyün eski bekçisi Esat Engin ise, "Gördüğünüz gibi bu mezarlar böyle bahçe kısmına doğru gelmiş. Mezar taşları sağa sola yayılmış. Fakat Allah'ın hikmeti ki, Ercan kardeşimizin mezarı bayrağına varıncaya kadar duruyor. Allah tarafından kardeşimize bir şey gelmiş ki, kardeşimiz sapsağlam kalmış. Mezar taşında dahi bir leke yok. Bu olayı duyan vatandaşlar köye geliyor. Hatta şehidin askerden arkadaşları bile buraya gelerek mezar başında dua edip gidiyorlar." diye konuştu.


(CİHAN)


http://www.haber7.com/haber/20090912/Sadece-sehit-mezari-saglam-kaldi-Video.php